22 Aralık 2013 Pazar

4 4'lük Gidiyoruz!


Takım son haftalarda formunun zirvesinde. Gerçi geçtiğimiz hafta İstanbul'da alınan 1-0 mağlubiyet sonrası ligde takımın nasıl ilerleyeceği merak konusu olmuştu. Bazı futbol otoriteleri, Galatasaray mağlubiyetinin Juventus'un ligdeki sihrini de bozabileceği görüşündeydi. 

Ancak beklenen olmadı. Önce Sassuolo'yu 4-0'la geçen Juve hafta içi İtalya Kupası'nda Serie B ekiplerinden Avellino'yu 3-0'la mağlup etti.

Bugün saat 16.30'da deplasmanda oynadığı maçta Atalanta'yı Tevez, Pogba, Llorente ve Vidal'in golleriyle 4-1'lik bir skor sonucu sürklâse eden Juve bu haftayı da boş geçmeden şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. 32. şampiyonluğa az mı kaldı ne :)

Oradaydım!


Bir insan; canı kadar çok sevdiğini, her adını duyduğunda içinde farklı iklimlerin kokusunu duyduğunu, sahip olduğu sevdasının her daim içinde kor olduğunu hayatında ilk kez görse ne hisseder dersiniz...

Açıkçası bu sorunun cevabı, içinde gizlidir çoğu zaman. İsmini her zikredişinde kelimelerin adeta gemici düğümü gibi boğumlandığı anlardır onu farklı kılan. Bakarsın ama yalnızca görmez o duyguyu hisseder, yaşarsın adeta... 

Şampiyonlar Ligi grup kuraları çekilirken içimden Galatasaray'ın Juventus'la eşleşeceğini söylüyordu bir ses. Belki de bunu çok istediğim için bana öyle geliyordu. Lakin grup eşleşmelerini canlı izleyemedim. Daha sonrasında eşleşmelere bakarken belki dedim kendime belki de... derken Juventus'un Galatasaray'la aynı grupta olduğunu görünce yaşadığım sevincin inanın bana tarifi yok. Elbette o anda kararımı vermiştim. Kısmet olursa çocuklum sevdamı, ilk kez canlı olarak izleyebilecektim.

Maç, sonucu itibariyle hem Galatasaray'ın hem de Juventus'un Şampiyonlar Ligi'nde yoluna devam edebilmesi açısından son derece hayati öneme haizdi. Biletler de beklediğim üzere hemen tükendi. Neyse ki işyerindeki bir arkadaştan kombinesini uygun bir fiyata kiralayarak maça gitme şansını yakaladım.

Maç günü stada nasıl gittiğimi anlatamam size. O sahada Juventus'un ısınması, Conte, Pirlo, Vidal, Pogba, Tevez, Buffon, Chiellini, Barzagli, Quagliarella, Bonucci, Asamoah, Lichstiener kısacası Juventus gözlerimin önündeydi. Ne kadar da beklemiştim bu anı hayatımda. Nasip o güneymiş işte.

Maç seramonisi ve ardından ilk santra. Herşey ne güzel giderken bir anda bastıran kar yağışı ve sahanın birkaç saniyede beyazlara bürünmesi. O esnada maçın iptal olacağını anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. 


Ertesi gün maçın saat 15.00'te oynanacağını öğrenir öğrenmez saat 14.00'te stattaydım. Neyse ki bu kez maç oynandı ve sonuç da aslında beni o kadar üzmedi. Zira UEFA Avrupa Ligi finali bu sene Juventus Arena'da oynanacak. Kendi stadımızda çok uzun yıllar sonra bir Avrupa Kupası kaldırmak ne şahane olur. Lakin, Juventus'u hem de iki kere görmenin verdiği mutluluk hiçbir kupa ya da şampiyonlukla ölçülmez benim için.

1 Aralık 2013 Pazar

İlerliyoruz, Juventus 1-0 Udinese


Ligin 14. haftasındayız ve en yakın rakibimiz Roma, Atalanta deplasmanında 1-1 ile berabere kalınca Udinese maçında alınacak olan galibiyetin önemi daha da arttı hiç kuşkusuz. 

Maç öncesi yine renkli görüntüler vardı Juventus Arena'da. Açıldığı tarihten bu yana iki sezondur full kapasite tribünleri ve özellikle kale arkası tirbünlerinin başat olarak rol aldığı koreografi - tribün şovlarla kendisi eğlendiği kadar takımını da motive eden bir taraftar profili var karşımızda. Biz de burada defalarca bunu dile getirmiştik. Bize ait olmadığı her halinden belli, ruhsuz bir kimliği olan Torino Olimpiyat Stadı'ndan çıkacağımız ve kendi mabedimize kavuştuğumuz gün bu taraftar coşacak demiştik.



Maç da aynı tribünler gibi canlı başladı esasında. Tevez yine formunda bir görüntü çizerken takımı da ani ve kontra ataklar neticesinde bir gol atmaya zorlayan Marchisio ile Llorente de henüz maçın ilk dilimlerinde önemli atakların hazırlayıcısı oldular. 8. ve 19. dakikalarda bu oyuncuların paslarını alan Tevez'in şutları Udinese kalecisi Mrkic'in kontrolünde gol değeri kazanmıyordu.




İkinci yarıda Llorente Şov

İkinci yarıda bildiğimiz İtalyan futbol anlayışının son 10 - 15 dakikaya varan süreçte uykuya geçmesi hastalığı bu maçta da gösterdi kendisini. İnanın bu dakikalarda esnemekten uykusu geliyor izleyenin. Gerçi Tevez ile Pogba'nın gol arama çabaları vardı ama yine de sonuç değişmiyordu.



Maçın sonlarına doğru artık beraberlik geldi derken Llorente çıktı sahneye. 90+1. dakikada Udinese savunmasının bir türlü uzaklaştıramadığı topu Lichsteiner ortaladı ve Llorente de altın kafa vuruşunu yaparak Roma'nın puan kaybettiği hafta da Juventus'a altın değerinde bir 3 puanı hediye etti.




Bu sonuçla birlikte Juventus puanını 37'ye çıkararak Roma ile arasındaki farkı da 3 puana getirdi. Şimdilik herşey güzel gidiyor. Bakalım Şampiyonlar Ligi'nde hem de ülkemiz Türkiye'de hayati Galatasaray deplasmanı öncesi moralli bir hüviyette takım. Umarım sezon sonuna kadar herşey aynı güzellikte devam eder.

24 Kasım 2013 Pazar

Yarım Kalan Hikaye...


Umarsızca sürüp giden bir hikayedir aslında hayat. Yaşamaktır, gönderildiğin dünya üzerinde tamamlamakla mükellef olduğun en mühim görev. Nefes aldığın sürece mücadele ve azimdir seni ayakta tutan, tutması gereken en değerli ödev.

İnsan salt nefes alıp vermez elbet hayatının olağan akışında. Sever, sevilir, üzer, üzülür, aşık olur, kahrolur ama en önemlisi var olur bu duygu seli içinde bir parça da olsa. 

İşte futbol da aslında hayatın en samimi içtenliğinin bir yansımasıdır yaşamda. Bir kulübe, renklere sevdalanmak, onunla sevinip onunla üzülmek. Başarıda da zorda da yanında olmaktır bu sevginin en derin anlamı.

Ama hayat dedik ya, insana her istediğini her zaman ve her koşulda sunmaz eşit olanaklarda. Başka öncelikler ve meşguliyetler alır en ön sıraları. Yaşamak için okumak, çalışmak, çabalamak... İnsanı en sevdiği zevklerinden bile mahrum edebilir ve eder de sormazcasına.

Biliyorum bu köşeden neredeyse 1,5 yıldır uzaktayım. Uzakta kaldım aslında hep en yakınında. Futbola olan ilgim, Juventus'a olan karşılıksız sevdam da engel olamadı buna. Çalışmak, hayat gailesi içinde ifa etmekle tekeffül olduğum sorumluluklarım daha ağır bastı bu terazinin kefesinde. 

Biliyorum sözü yine fazla uzattım. Diyebilirsiniz ki bana, ya arkadaş bu kaçıncı daha önce de devam ediyoruz, buradayız minvalinde söylevlerde bulunmadın mı sen? Doğru bulundum ve bunu inkar etme noktasında da değilim. Lakin şunu belirtmek isterim ki manzara-i umumiye her ne olursa olsun benim bu safhadaki amacım yarım kalan bu hikayeyi devam ettirmek.

Evet arkadaşlar, artık şundan çok net ve kesin emin olabilirsiniz ki yarım kalan bu hikayeye tekrar hem de çok daha güçlü ve diri bir biçimde devam ediyoruz, edeceğiz. Juventusumuzla ilgili herşey eskisi gibi yine burada sizlerle buluşacak. Bunca uzun bir aradan sonra tekrar hepinize en içten duygularımla MERHABA :)