24 Kasım 2013 Pazar

Yarım Kalan Hikaye...


Umarsızca sürüp giden bir hikayedir aslında hayat. Yaşamaktır, gönderildiğin dünya üzerinde tamamlamakla mükellef olduğun en mühim görev. Nefes aldığın sürece mücadele ve azimdir seni ayakta tutan, tutması gereken en değerli ödev.

İnsan salt nefes alıp vermez elbet hayatının olağan akışında. Sever, sevilir, üzer, üzülür, aşık olur, kahrolur ama en önemlisi var olur bu duygu seli içinde bir parça da olsa. 

İşte futbol da aslında hayatın en samimi içtenliğinin bir yansımasıdır yaşamda. Bir kulübe, renklere sevdalanmak, onunla sevinip onunla üzülmek. Başarıda da zorda da yanında olmaktır bu sevginin en derin anlamı.

Ama hayat dedik ya, insana her istediğini her zaman ve her koşulda sunmaz eşit olanaklarda. Başka öncelikler ve meşguliyetler alır en ön sıraları. Yaşamak için okumak, çalışmak, çabalamak... İnsanı en sevdiği zevklerinden bile mahrum edebilir ve eder de sormazcasına.

Biliyorum bu köşeden neredeyse 1,5 yıldır uzaktayım. Uzakta kaldım aslında hep en yakınında. Futbola olan ilgim, Juventus'a olan karşılıksız sevdam da engel olamadı buna. Çalışmak, hayat gailesi içinde ifa etmekle tekeffül olduğum sorumluluklarım daha ağır bastı bu terazinin kefesinde. 

Biliyorum sözü yine fazla uzattım. Diyebilirsiniz ki bana, ya arkadaş bu kaçıncı daha önce de devam ediyoruz, buradayız minvalinde söylevlerde bulunmadın mı sen? Doğru bulundum ve bunu inkar etme noktasında da değilim. Lakin şunu belirtmek isterim ki manzara-i umumiye her ne olursa olsun benim bu safhadaki amacım yarım kalan bu hikayeyi devam ettirmek.

Evet arkadaşlar, artık şundan çok net ve kesin emin olabilirsiniz ki yarım kalan bu hikayeye tekrar hem de çok daha güçlü ve diri bir biçimde devam ediyoruz, edeceğiz. Juventusumuzla ilgili herşey eskisi gibi yine burada sizlerle buluşacak. Bunca uzun bir aradan sonra tekrar hepinize en içten duygularımla MERHABA :)